30.06.2011

en kral aparkat

hava bilmem kaç yüz derece, tansiyonum tavan yapmış, konserve kutusu şeklinde metrobüste şans bu ya oturmaya yer bulmuşum biner binmez. klimanın şahane esintileri arasında keyfim yerindeyken tepemde dikilen adamın saçma sapan telefon konuşmaları, etrafı kesmeleri beni bir hayli uyuz ediyor. tam önümde ayakta duran bir kızcağız.. o da rahatsız olmuş olacak ki garibim bluzunü düzeltip duruyo. içimdeki erkek böyle durumlarda pek bi depreşir bilirsiniz. neyse ineceğim duraktan bi durak önce kalkıp kıza yerimi veriyorum (hakkaten erkek olmalıymışım) amaç yaşı küçük olan diğer ırkı korumaya almak...hal böyleyken tongaya ben düşüyorum..adamın nefesi ensemde....saniyeler içinde dönüp ringlere taş çıkartacak hamleyle aparkatın kralını yapıor ve adamın burnunu kırıyorum:) yere düşüşü ve ağlar halde söyledikleri geliyo kulağıma
-polis çağırın şikayetçiyim burnumu kırdıııı.....
pezevenge bak ya utanmadan neler diyo:)))ananı bile s.....dua et burnunu kırdım..
aha ineceğim durak da geliyor. sakince iniyorum metrobüsten. ilk yaptığımsa tırnağımı kontrol etmek:))))(normal olmadığımdan eminim ya) kendi kendime guluyor,sokaktaki her vukaatımdan sonra hissettiğim derin duygusal rahatlamayla mağlum gülümsemeyi yanıma alıp yürümeye devam ediyorum..